Yağmur vuruyorsa pencerene,Anla ki o zaman ben ağlıyorum. Yağmur pencerene vururken ,Benim gözyaşlarım da kalbime vuruyor; Tıpkı yağmur gibi..
Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine bütün insanlara .Senin gözlerinde ışlıdayan bir çift yıldızı gönderirdim.
Ya durgun olmalı deniz ; ya durmalı ya da kudurmalı, Sonuna kadar saplanamayacksa hançer kınıda durmalı , Seven ölene dek sevilmeyecekse baştan unutulmalı.
Sen en büyük sevgiyi hakedecek kadar mükemmel , Herkesin sevmeyi haketmeyeceği kadar özelsin.
Sen dünyaya sürgün bir meleksin .Ve ben seni o kadar çok seveceğimki .Bir daha cennetine dönemeyeceksin
Ne seni unutmak gibi bir çaba var yüreğimde,Nede aşkımı körükleyen bir rüzgar , Ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm, Ne de kaybetmeye dayanacak kalbim var.
Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen , Masmavi bir düştür gökyüzünde hiç ölmeyen , Sevenlerin mumudur sevgi , Eriyip de hiç bitmeyen.
Eğer birgün sevmek istersen önce kendini sev,Daha sonrada istersen beni,Ama beni; beni sever gibi değil kendini sever gibi sevmelisin, Çünkü ben seni öyle sevdim.
Bir gün gelip soracaksın beni mi daha çok seviyorsun yoksa Tanrı'yı mı diye...Ben hiç düşünmeden Tanrıyı diyeceğim ve sen küsüp gideceksin.
Ama nereden bileceksin içimdeki Tanrının sen olduğunu...
Hayatta üç şeyi sevdim; seni, kalbimi, ümit etmeyi...Seni sevdim, sensin diye, kalbimi sevdim, seni sevdi diye, ümit etmeyi sevdim, Belki seversin diye...
Birgün biri çıkıpta güneşe adını buzla yazarsa ,Bilki o seni benden daha çok seviyor...
Sen en büyük sevgiyi hakedecek kadar mükemmel , Herkesin sevmeyi haketmeyeceği kadar özelsin.
Yaşamak gecenin tüm karanlığına rağmen, Buğulu bir cama güneşi çizebilmektir.YAŞAMAK DİRENMEKTİR !
Ağlamak istiyorsanız asla yapmayın.Çünkü, bir yerlerde sadece sizin bir gülüşünüz için,Yaşayan birileri mutlaka vardır.
Eğer bir gün aşkın ölürse onu doğduğu yere göm kalbine !!
Seni unutmak için and içtim gözlerin geldi aklıma vazgeçtim.
Hadi uyandır beni söyle gördüğüm zamansız bir düş mü? Hadi git, uzaklaş, yokluğuna inandır beni. Gerçekten yoruldum her bulduğum yerde seni kaybetmekten.
Gözlerin nehir kirpiklerin köprü olsa, ben üzerinden geçerken ipler kopsa ve düştüğüm yer dudakların olsa.
Buruk hasret dolu geceleri öldüreceğim bir gün bu ayrılık şarkılarını kurşuna dizeceğim ve seni benden ayırdığı için kaderimi mahkemeye vereceğim.
Güller anlatsın sana olan sevgimi, güller anlatsın yanlızlığımı, çaresizliğimi? Yavaş yavaş eriyen yüreğimi güller anlatsın ben anlatamadım
Rüzgar alabildiğine hırçın,yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin ise onlara inat sanki bir liman... Tıpkı gözlerindeki huzur gibi...
Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun için tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız olduğun için tutkunum sana.
Seni sevdiğim kadar yaşasaydım; ölümsüzlüğün adını aşk koyardım...
Önce düştüğümde kalkmayı, sonra aleve dokunduğumda acıyı, sevmeyi öğrendim, sevilmeyi her şeyi öğrendim de yalnız seni unutmayı öğrenemedim!
Acı ve hüzün bir yıldız kadar uzak, mutluluk gözbebeğin kadar yakın olsun. Umutların gerçek, gerçeklerin mutluluk, mutlulukların sonsuz olsun...
Bir an buruk bir acı saplanırsa yüreğine, gözlerin zamansız takılırsa, kulakların zamansız deli gibi çınlarsa bil ki bir yerlerde özlemişsindir beni